Yaani ne oldu ?

Sabiha

Global Mod
Global Mod
“Yaani Ne Oldu?”

Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Üzerine Kolektif Bir Sorgulama

[color=]Selam dostlar,

Bugün sizlerle hepimizin içinden geçmiş ama belki de yüksek sesle sormaya cesaret edemediği bir sorudan yola çıkmak istiyorum: “Yaani ne oldu?”

Bu basit görünen cümle, aslında Türkiye’nin en güçlü duygusal tepkilerinden biri. Kimi zaman bir isyan, kimi zaman bir kabulleniş, kimi zaman da bir vazgeçişin ifadesi. Ama ben bu yazıda “yaani ne oldu?”yu bir serzeniş değil, bir ayna olarak ele almak istiyorum.

Çünkü bu söz, toplumsal hafızamızın içinden geçen bir çığlıktır. Kadınların, erkeklerin, gençlerin, azınlıkların, işçilerin, kısacası herkesin bir gün söylediği bir söz.

Gelin birlikte bakalım, gerçekten “yaani ne oldu?” dedirten şey nedir? Ve bu cümle bize hangi toplumsal dönüşümü anlatıyor olabilir?

---

“Yaani Ne Oldu?” – Bir Duygudan Fazlası

[color=]Bu ifade genellikle bir umursamazlık gibi algılanır: “Eee yaani, ne oldu ki?”

Ama aslında bu söz, umursamazlığın değil, tükenmişliğin dışavurumudur.

Bir haksızlık yaşandığında, bir şeylerin değişmediğini gördüğümüzde, mücadelelerin sonuçsuz kaldığı hissine kapıldığımızda hepimizin dudaklarından dökülür: “Yaani ne oldu?”

Toplumsal düzlemde ise bu cümle, insanların değişim umudunu kaybettiği anlarda ortaya çıkar.

Kadınlar yıllardır eşitlik için mücadele eder, ama sistem aynı kalır.

Erkekler duygularını bastırmadan var olmaya çalışır, ama toplum onlara “güçlü ol” der.

Farklı kimlikler “ben de varım” der, ama görünürlükleri hâlâ sorgulanır.

Ve sonunda hepimiz içimizden aynı şeyi söyleriz: “Yaani ne oldu?”

---

Kadınların Empatiyle, Erkeklerin Analizle Yaklaştığı Gerçeklik

[color=]Kadınlar bu soruya genellikle empatiyle yaklaşır. Onlar için “yaani ne oldu?” bir yorgunluk ifadesidir ama aynı zamanda bir dayanışma çağrısıdır.

Bir kadın “yaani ne oldu” derken aslında “biz yine de vazgeçmedik” demek ister.

Çünkü kadınların toplumsal mücadelesi, çoğu zaman duygusal dayanıklılıkla, empatiyle örülüdür.

Onlar bir olayı sadece sonuç üzerinden değil, insan üzerindeki etkisi üzerinden değerlendirir.

Kadınlar, bir adaletsizliği gördüklerinde “kim zarar gördü?” diye sorar.

Erkeklerse bu ifadeye daha stratejik ve analitik yaklaşır.

“Yaani ne oldu?” onlar için bir çözüm sorgusudur.

Olayın kök nedenini anlamak, sistemin nerede tıkandığını bulmak, çözüm yollarını tartışmak isterler.

Onların dünyasında bu soru, bir son değil, bir analiz başlangıcıdır.

Kadınların empatisiyle erkeklerin çözümcül zekâsı birleştiğinde, işte o zaman bu cümle dönüşür:

“Yaani ne oldu?” değil, “ne yapabiliriz ki?” haline gelir.

---

Toplumsal Cinsiyetin Sessiz Dengesizliği

[color=]Toplumda hâlâ güçlü bir cinsiyet asimetrisi var.

Kadınlar duygusal dayanıklılığıyla sistemi taşırken, erkekler stratejik gücüyle sistemi inşa ediyor.

Ama sorun şu: Her iki yaklaşım da ayrı uçlarda kalıyor.

Kadınların empatisi çoğu zaman duygusallıkla küçümseniyor, erkeklerin çözüm odaklılığı ise bazen duygusuzlukla eleştiriliyor.

Oysa adaletin, çeşitliliğin ve eşitliğin sağlanması için her iki bakışa da ihtiyaç var.

Bir tarafın kalbi, diğerinin aklı eksik olduğunda toplum da eksik kalıyor.

Gerçek dönüşüm, bu iki kutbun birbirini tamamlamasıyla mümkün.

---

Çeşitlilik Perspektifinden “Yaani Ne Oldu?”

[color=]“Yaani ne oldu?” sorusu, çeşitlilik açısından da çok şey anlatır.

Çünkü bu soru, ötekileştirilenlerin sesidir.

Bir göçmen çalışanın düşük ücret aldığında içinden geçirdiği bir cümledir.

Bir trans bireyin sokakta hor görüldüğünde kendine sorduğu bir sorudur.

Bir engelli gencin, fırsat eşitliği olmadığında duyduğu hayal kırıklığıdır.

Toplumun her kesiminden insanlar, görünür olamadıklarında, dinlenmediklerinde, anlaşılmadıklarında aynı şeyi söyler:

“Yaani ne oldu?”

Bu yüzden bu ifade, sadece bir tepki değil; bir toplumsal röntgen gibidir.

Bize kimlerin görülmediğini, kimlerin susturulduğunu, kimlerin dinlenmediğini gösterir.

---

Sosyal Adalet ve Kolektif Sorgulama

[color=]Sosyal adalet, yalnızca bireysel hakların değil, kolektif bilincin de yeniden şekillenmesini gerektirir.

“Yaani ne oldu?” dediğimiz anlar, aslında toplumsal bilincin çöküş anlarıdır.

Çünkü bir toplum, haksızlığa alıştığında artık değişim gücünü kaybeder.

Ama o an aynı zamanda bir fırsattır.

Eğer bu cümleyi farkındalıkla söylersek, bir sorgulama başlatır:

“Yaani ne oldu?” → “Neden oldu?” → “Bir daha olmasın diye ne yapabiliriz?”

İşte bu dönüşüm, adaletin yeniden doğduğu andır.

Toplumsal cinsiyet eşitliği de, çeşitlilik de, adalet de bu farkındalık zinciriyle güçlenir.

---

Erkeklerin Mantığı, Kadınların Sezgisiyle Buluştuğunda

[color=]Bir erkek forumda şöyle yazabilir:

“Yaani ne olduysa, sonuçta insanlar kendi çıkarına bakıyor.”

Bu rasyonel bir gözlemdir; sistemsel bir eleştiridir.

Ama bir kadın şöyle yanıt verebilir:

“Yaani ne olduysa, insanlar birilerini dinlemeyi bıraktı.”

Bu ise duygusal bir tespittir; empatik bir uyarıdır.

Bu iki yaklaşım birleştiğinde ortaya güçlü bir analiz çıkar:

Adaletsizliğin kaynağı, hem sistemde hem kalpte aranmalıdır.

Sadece politikada değil, insan ilişkilerinde de.

Ve bu iki ses —mantık ile sezgi— yan yana geldiğinde, toplum yeniden denge bulur.

---

Geleceğe Dair Bir Umut: “Yaani Ne Oldu?”dan “Ne Olacak?”a

[color=]Belki de artık bu ifadeyi geleceğe çevirmeliyiz.

“Yaani ne oldu?” demek yerine, “Ne olacak, nasıl değişecek?” demeyi öğrenmeliyiz.

Bu dönüşüm, bireysel farkındalıkla başlar.

Her birimiz, yaşadığımız bir adaletsizlik karşısında umursamayı seçersek, toplum yeniden canlanır.

Her “yaani ne oldu?” dediğimizde, farkında olmadan içimizdeki mücadele isteğini bastırıyoruz.

Oysa bu cümle, bir durak değil; bir başlangıç olabilir.

---

Forumdaşlara Düşündürücü Sorular

[color=]– Siz en son ne zaman “yaani ne oldu?” dediniz ve neden?

– Bu cümle sizin için bir kabullenme mi, yoksa bir iç isyan mı?

– Kadınların empatik, erkeklerin analitik yaklaşımları birleşse, toplumda nasıl bir değişim olurdu?

– “Yaani ne oldu?”yu “yaani ne olabilir?”e dönüştürmek için bireysel olarak neler yapabiliriz?

---

Son Söz: Sessizliğin Ardındaki Ses

[color=]“Yaani ne oldu?” belki kısa bir cümle ama içinde büyük bir ülkenin ruhunu taşır.

Bir yanda umutsuzluk, bir yanda direnç.

Bir yanda suskunluk, bir yanda farkındalık.

Ve belki de hepimizin içinde, bu cümleyi dönüştürmek isteyen küçük bir ses vardır.

O sesi birlikte büyütelim.

Çünkü eğer hepimiz “yaani ne oldu” demek yerine “nasıl değiştiririz?” diye sormaya başlarsak,

belki o zaman, ilk kez gerçekten bir şey olur.